وَ أَمَّا مَا زَادَ ثَلاَثَةِ أَحْرُفٍ فَالضَّابِطُ فِيهِ أَنْ تَضَعَ فِي مُضَارِعِهِ الْمِيمَ الْمَضْمُومَةَ فِي مَوْضِعِ حَرْفِ الْمُضَارَعَةِ وَ تَكْسِرَ مَا قَبْلَ آخِرِهِ فِي الْفَاعِلِ وَ تَفْتَحَهُ فِي الْمَفْعُولِ. فَرْقًا بَيْنَهُمَا، نَحْوُ؛ مُكْرِمٌ وَ مُكْرَمٌ، وَ مُدَحْرِجٌ وَ مُدَحْرَجٌ، وَ مُسْتَخْرِجٌ وَ مُسْتَخْرَجٌ. وَ قَدْ يَسْتَوِى لَفْظٌ الْفَاعِلِ وَ الْمَفْعُولِ فِي بَعْضِ الْمَوَاضِعِ، كَـمُحَابٍّ وَ مُتَحَابٍّ وَ مُخْتَارٍ وَ مُضْطَرٍّ وَ مُعْتَدٍّ وَ مُنْصَبٍّ وَ مُنْصَبٍّ فِيهِ وَ مُنْجَابٍّ وَ مُنْجَابٍّ عَنْهُ وَ يَخْتَلِفُ التَّقْدِيرُ
وَ أَمَّا مَا ve o ism-i fail ve ism-i mefule gelince, زَادَ arttı, ثَلاَثَةِ أَحْرُفٍ üç harf, فَالضَّابِطُ zabıt, kayıt odur ki; فِيهِ ism-i fail ve ism-i mefulde, أَنْ تَضَعَ vaz edilmesidir, konulmasıdır, فِي مُضَارِعِهِ muzari fiilinde, الْمِيمَ bir mim harfi, الْمَضْمُومَةَ dammeli bir mim harfi, فِي مَوْضِعِ yerine, حَرْفِ الْمُضَارَعَةِ muzaraat harfinin, وَ تَكْسِرَ ve kesrelemendir, مَا قَبْلَ آخِرِهِ sondan bir önceki harfi, فِي الْفَاعِلِ ism-i fail yaparken, وَ تَفْتَحَهُ ve onu fethalamandır, فِي الْمَفْعُولِ ism-i meful yaparken, فَرْقًا بَيْنَهُمَا o ikisi arasında fark olsun diyedir. نَحْوُ misali şöyledir; مُكْرِمٌ “ikram eden” ve وَ مُكْرَمٌ “ikram edilen” ve وَ مُدَحْرِجٌ “yuvarlayan” ve وَ مُدَحْرَجٌ “yuvarlanan” ve وَ مُسْتَخْرِجٌ “çıkartan” ve وَ مُسْتَخْرَجٌ “çıkartılan” gibi. وَ قَدْ يَسْتَوِى ve bazen eşit olur, aynı olur; لَفْظٌ الْفَاعِلِ وَ الْمَفْعُولِ ism-i fail ve ism-i meful lafzi olarak eşit olur, فِي بَعْضِ الْمَوَاضِعِ bazı durumlarda, كَـ gibi, مُحَابٍّ ve مُتَحَابٍّ gibi, وَ مُخْتَارٍ ve وَ مُضْطَرٍّ ve وَ مُعْتَدٍّ ve وَ مُنْصَبٍّ ve وَ مُنْصَبٍّ فِيهِ ve وَ مُنْجَابٍّ ve وَ مُنْجَابٍّ عَنْهُ ve وَ يَخْتَلِفُ التَّقْدِيرُ muhtelif takdir edilir.
Metnin Toplu Manası: Üç harf ziyade olunan fiillerden ism-i fail ve ism-i meful yapmanı kaydı, muzaraat harfinin yerine dammeli bir mim harfi koymandır ve ism-i fail için sondan bir önceki harfi kesrelemen, ism-i meful için ise sondan bir önceki harfi fethalamandır. Misal; مُكْرِمٌ “ikram eden” ve مُكْرَمٌ “ikram edilen” gibi. Bazen bazı yerlerde ism-i fail ve ism-i meful aynı lafız olarak gelir. مُحَابٌّ “seven-sevilen” ve مُتَحَابٌّ “seven-sevilen” ve مُخْتَارٌ “seçen-seçilen” ve مُضْطَرٌّ “ihtiyacı olan” ve مُعْتَدٌّ “kendini beğenmiş” ve مُنْصَبٌّ “diken” ve مُنْصَبٌّ فِيهِ “kendine dikilen” ve مُنْجَابٌّ “dağıtan” ve مُنْجَابٌّ عَنْهُ “dağılan” olarak. Ama yine de bu durumda bile ism-i fail ve mefulün harekeleri farklı takdir edilir.
Yorum Yaz