Masdar | Muzari | Mazi | Sülasi |
تَفْعِيلاً | يُفَعِّلُ | فَعَّلَ | فَعَُِلَ |
تَعْلِيمًا
öğretmek |
يُعَلِّمُ
öğretiyor |
عَلَّمَ
öğretti |
عَلِمَ
bildi |
تَكْرِيمًا
ikram etmek |
يُكَرِّمُ
ikram ediyor |
كَرَّمَ
ikram etti |
كَرُمَ
cömert oldu |
تَوْحِيدًا
birlemek |
يُوَحِّدُ
birliyor |
وَحَّدَ
birledi |
وَحَدَ
tek oldu |
تَسْبِيحًا
yüceltmek |
يُسَبِّحُ
yüceltiyor |
سَبَّحَ
yüceltti |
سَبَحَ
yüce oldu |
تَلْقِينًا
fikir aşılamak |
يُلَقِّنُ
fikir aşılıyor |
لَقَّنَ
fikir aşıladı |
لَقِنَ
aklına soktu |
تَثْبِيتًا
dikmek |
يُثَبِّتُ
dikiyor |
ثَبَّتَ
dikti |
ثَبَتَ
sabit oldu |
تَحْسِينًا
güzelleşmek |
يُحَسِّنُ
güzelleşiyor |
حَسَّنَ
güzelleşti |
حَسُنَ
güzel oldu |
تَنزِيلاً
indirmek |
يُنَزِّلُ
indiriyor |
نَزَّلَ
indirdi |
نَزَلَ
indi |
تَصْدِيقًا
doğrulamak |
يُصَدِّقُ
doğruluyor |
صَدَّقَ
doğruladı |
صَدَقَ
doğru oldu |
تَمْرِينًا
alıştırma yaptırmak |
يُمَرِّنُ
alıştırma yaptırıyor |
مَرَّنَ
alıştırma yaptırdı |
مَرَنَ
alıştırma yaptı |
تَكْبِيرًا
yücelemek |
يُكَبِّرُ
yüceliyor |
كَبَّرَ
yüceledi |
كَبُرَ
büyük oldu |
تَدْرِيسًا
ders yaptırmak |
يُدَرِّسُ
ders yaptırıyor |
دَرَّسَ
ders yaptırdı |
دَرَسَ
ders yaptı |
تَقْسِيمًا
ayırmak |
يُقَسِّمُ
ayırıyor |
قَسَّمَ
ayırdı |
قَسَمَ
ayrı oldu |
تَكْلِيمًا
konuşmak |
يُكَلِّمُ
konuşuyor |
كَلَّمَ
konuştu |
كَلَمَ
kelam etti |
تَصْنِيفًا
sınıflandırmak |
يُصَنِّفً
sınıflandırıyor |
صَنَّفَ
sınıflandırdı |
صَنَفَ
ayrı oldu |
تَقْدِيرًا
ölçmek |
يُقَدِّرُ
ölçüyor |
قَدَّرَ
ölçtü |
قَدَرَ
takdir etti |
تَسْكِينًا
sakinleşmek |
يُسَكِّنً
sakinleşiyor |
سَكَّنَ
sakinleşti |
سَكَنَ
sakin oldu |
تَحْصِيلاً
elde etmek |
يُحَصِّلُ
elde ediyor |
حَصَّلَ
elde etti |
حَصَلَ
hasıl oldu |
تَقْلِيدًا
taklid etmek |
يُقَلِّدُ
taklid ediyor |
قَلَّدَ
taklid etti |
قَلَدَ
uydu |
تَرْتِيبًا
düzenlemek |
يُرَتِّبُ
düzenliyor |
رَتَّبَ
düzenledi |
رَتَبَ
sıraya koydu |
تَسْلِيمًا
selamet bulmak |
يُسَلِّمُ
selamet buluyor |
سَلَّمَ
selamet buldu |
سَلِمَ
salim oldu |
تَذْكِيرًا
hatırlamak |
يُذَكِّرُ
hatırlıyor |
ذَكَّرَ
hatırladı |
ذَكَرَ
andı |
تَفْكِيرًا
tefekkür ediyor |
يُفَكِّرُ
tefekkür etmek |
فَكَّرَ
tefekkür etti |
فَكَرَ
düşündü |
تَقْدِيمًا
öne geçirmek |
يُقَدِّمُ
öne geçiriyor |
قَدَّمَ
öne geçirdi |
قَدِمَ
öne geçti |
تَنْظِيمًا
düzenlemek |
يُِمُ
düzenliyor |
َظَّمَ
düzenledi |
نَظَمَ
sıraya koydu |
تَدْبِيرًا
yönetmek |
يُدَبِّرُ
yönetiyor |
دَبَّرَ
yönetti |
دَبَرَ
yönetti |
-Tef’il babından gelen bazı masdarlar فَعَالٌ “fe’alun” veya فِعَّالٌ “fi’alun” vezinlerinden gelebilir.
فَعَالٌ | فَعَالٌ | فَعَالٌ | فِعَّالٌ |
بَلاَغٌ | كَلاَمٌ | سَلاَمٌ | كِذَّابٌ |
tebliğ etmek | kelam etmek | selam vermek | yalan söylemek |