?>
Maksud

Vasıl Hemzesi

وَ الْهَمْزَةُ الْوَصْلِ؛ تَثْبِتُ فِي الْإِبْتِدَاءِ وَ تَسْقُطُ فِي الدَّرْجِ. وَ هَمْزَةُ الْوَصْلِ؛ هَمْزَةُ ابْنٍ وَ ابْنِمٍ وَ ابْنَتٍ وَ امْرَءٍ وَ امْرَأَةٍ وَ اثْنَيْنِ وَ اثْنَتَيْنِ وَ اسْمٍ وَ اسْتٍ وَ ايْمُنٍ. وَ هَمْزَةُ الْمَاضِى وَ الْمَصْدَرِ وَ الْأَمْرِ مِنَ الْخُمَاسِىُّ وَ السُّدَاسِىُّ وَ أَمْرِ الَحَاضِرِ مِنَ الثُّلاَثِىِّ، وَ الْهَمْزَةُ الْمُتَّصِلَةُ بِلاَمِ التَّعْرِيفِ، وَ هَمْزَةُ الْوَصْلِ مَحْذُوفَةٌ فِي الْوَصْلِ وَ مَكْسُورَةٌ فِي الْإِبْتِدَاءِ إِلاَّ مَا اتَّصَلَتْ بِلاَمِ التَّعْرِيفِ وَ هَمْزَةَ اَيْمُنٍ فَإِنَّهَا مَفْتُوحَتَانِ فِي الْإِبْتِدَاءِ وَ مَا يَكُونُ فِي أَوَّلِ الْأَمْرِ مِنْ يَفْعُلُ بِضَمِّ الْعَيْنِ فَإِنَّهَا مَضْمُومَةٌ فِي الْإِبْتِدَاءِ تَبْعًا لِلْعَيْنِ وَ كَذَلِكَ مَضْمُومَةٌ فِي الْمَاضِى الْمَجْهُولِ مِنَ الْخُمَاسِىُّ وَ السُّدَاسِىُّى.



وَ الْهَمْزَةُ الْوَصْلِ؛ vasıl hemzesi; تَثْبِتُ sabittir, فِي الْإِبْتِدَاءِ ibtida halinde yani kelimenin başında iken, وَ تَسْقُط ve sükut eder yani düşer, فِي الدَّرْجِ derc esnasında yani geçiş esnasında. Buna misal; اِجْتَمَعَ fiilinin başındaki hemze vasıl hemzesidir, ve ilk başta kesreli olarak okunur. Ama geçiş esnasında okunursa وَ اجْتَمَعَ şeklinde görüldüğü gibi düşer ve hiç okunmaz. وَ هَمْزَةُ الْوَصْلِ vasıl hemzeleri şöyledir; هَمْزَةُ ابْنٍ yani اِبْنٌ “oğul” kelimesinin hemzesi, وَ ابْنِمٍ ve اِبْنِمٌ “oğul” kelimesinin hemzesi, وَ ابْنَتٍ ve اِبْنَتٌ “kız çocuğu” kelimesinin hemzesi, وَ امْرَءٍ ve اِمْرَءٌ “adam” kelimesinin hemzesi, وَ امْرَأَةٍ ve اِمْرَأَةٌ “kadın” kelimesinin hemzesi, وَ اثْنَيْنِ ve اِثْنَيْنْ kelimesinin hemzesi, وَ اثْنَتَيْنِ ve اِثْنَتَيْنِ kelimesinin hemzesi, وَ اسْمٍ ve اِسْمٌ kelimesinin hemzesi, وَ اسْتٍ ve اِسْتٌ “kıç kemiği” kelimesinin hemzesi, وَ ايْمُنٍ ve اَيْمُنٌ “bereket” kelimesinin hemzesi, وَ هَمْزَةُ الْمَاضِ ve mazi fiilin hemzesi, وَ الْمَصْدَرِ masdarın hemzesi, وَ الْأَمْرِ ve emir fiilinin hemzesi, مِنَ الْخُمَاسِىُّ وَ السُّدَاسِىّ hümasi ve südasi fiillerdeki. وَ أَمْرِ الَحَاضِرِ ve emr-i hazırın hemzesi; مِنَ الثُّلاَثِىِّ sülasi mücerred fiildeki, وَ الْهَمْزَةُ الْمُتَّصِلَةُ ve muttasıl hemze, بِلاَمِ التَّعْرِيف harf ut-tarifteki lâm ile olan hemze, وَ هَمْزَةُ الْوَصْلِ مَحْذُوفَةٌ ve vasıl hemzesi mahzuf olur, فِي الْوَصْلِ vasıl anında, وَ مَكْسُورَةٌ kesrelenmiştir, فِي الْإِبْتِدَاءِ ibtida anında, إِلاَّ ancak kesreli değildir, مَا اتَّصَلَتْ بِلاَمِ التَّعْرِيفِ tarif edatındaki lama birleşince, وَ هَمْزَةَ اَيْمُنٍ ve اَيْمُنٌ lafzındaki hemze de kesrelenmiş değildir, فَإِنَّهَا مَفْتُوحَتَانِ çünkü o ikisi fethalıdır, فِي الْإِبْتِدَاءِ başlangıçta. وَ مَا يَكُونُ o hemze mevcut olur, فِي أَوَّلِ الْأَمْرِ emr-i hazırın başında, مِنْ يَفْعُلُ yef’âlu vezninde olan emr-i hazırdan türetilen emir fiillerinin başındaki hemze. Bu يَفْعُلُ vezni بِضَمِّ الْعَيْنِ aynül fiilin dammesiyle mültebistir. فَإِنَّهَا مَضْمُومَة çünkü o hemze dammelenmiştir. فِي الْإِبْتِدَاءِ ibtida anında, تَبْعًا لِلْعَي o vasıl hemzesi aynül fiile tabi olmuştur, وَ كَذَلِكَ مَضْمُومَةٌ böylelikle dammelenmiştir. فِي الْمَاضِى الْمَجْهُولِ mazi meçhul fiilde, مِنَ الْخُمَاسِىُّ وَ السُّدَاسِىُّ hümasi ve südasiden olan mazi fiillerin başındaki vasıl hemzeleri.



Metnin Toplu Manası; Vasıl hemzesi: kelimeye kendisiyle başlama anında sabit olur ama geçiş anında yani kelimeye kendisinden önceki bir kelime ile başlandığında düşer, okunmaz. اِسْمٌ ve وَ اسْمٌ gibi. Şu kelimelerin başındaki hemzeler hemze-i vasıldır;



Vasıl Hemzeleri
اِثْنَيْنِ اِبْنٌ
اِثْنَتَيْنِ اِبْنِمٌ
اِسْمٌ اِبْنَتٌ
اِسْتٌ اِمْرَءٌ
اَيْمُنٌ اِمْرَأَةٌ

Hümasi ve südasi fiillerden olan fiil-i mazinin, masdarın ve sülasi mücerred olan fiilden türetilen emr-i hazırın başındaki hemze, lam-ı tarife bitişen hemze hemze-i vasıldır.



Hümasi ve Südasi Fiillerinden Gelen Mazi, Masdar ve Emir Fiilinin Hemzeleri
Hümasi Mazi Fiil اِنْقَطَعَ
Südasi Mazi Fiil اِسْتَخْرَجَ
Hümasi Masdarın Hemzesi اِنْقِطَاعٌ
Südasi Masdarın Hemzesi اِقْشِعْرَارٌ
Hümasi olan Emir Fiili اِجْتَمِعْ
Südasi olan Emir Fiili اِسْتَخْرِجْ

Hemze-i vasıl, vasıl halinde, yani kendisinden önceki kelime ile kendisinden sonraki kelimeyi aynı anda okuma anında harekesi hazf edilir, yani telaffuz edilmez. Hemze-i vasıl, kelimeye kendisi ile başlama anında kesrelenmiş olur. Ancak lam-ı tarife bitişen hemze ve bereket manasında olan اَيْمُنٌ lafzının başındaki hemzeler, kelimeye onlarla başlandıkları esnada fethalanmış olurlar. اَلرَّجُلُ iken وَ الرَّجُلُ olur. 

Aynül fiile tabi olduğu için sülasi mücerredlerin birinci ve beşinci bablarından gelen bir fiilden alınan emr-i hazırın hemzesi kelimeye onunla başlama anında dammelenmiş olarak başlanır. اُنْصُرْ ve اُكْتُبْ gibi. 

Hümasi ve südasi fiilden olan fiil-i mazi meçhul sigalarının evvelindeki hemzeler aynen birinci ve beşinci bablardaki gibi dammelidir. Misal; اُسْتُخْرِجَ gibi.



Yazar Hakkında

Metehan Uluocak

9 yıllık sarf nahiv bilgisini temin ettikten sonra, zor olan lafızları kolaylaştırıp ve harekeleyip mübtedi kardeşlerimize sunmak niyetine gark oldum. Bu tevessülüm bana böyle bir site hazırlamayı gerektirdi.

Yorum Yaz

Yorum göndermek için tıkla

Ya Hâkim!

Ya Mu’in!