اَلْكَلِمَةُ؛ لَفْظٌ وُضِعَ لِمَعْنًى مُفْرَدٍ. وَ هِيَ اِسْمٌ وَ فِعْلٌ وَ حَرْفٌ؛ لِأَنَّهَا إِمَّا أَنْ تَدُلَّ عَلَى مَعْنًى فِي نَفْسِهَا أَوْ لاَ. ألثَّانِي الْحَرْفُ. وَ الْأَوَّلُ، إِمَّا أَنْ يَقْتَرِنَ بِأحَدِ الْأَزْمِنَةِ الثَّلاَثَةِ، أَوْ لاَ. اَلثَّانِي الْاِسْمُ. وَ الْأَوَّلُ الْفِعْلُ. وَ قَدْ عُلِمَ بِذَلِكَ حَدُّ كُلِّ وَاحِدٍ مِنْهَا.
اَلْكَلِمَةُ Kelime: لَفْظٌ bir lafızdır, وُضِعَ konuldu, konulmuş, لِ için, مَعْنًى bir mana, مُفْرَدٍ müfred olan. وَ هِيَ ve o, yani kelime; اِسْمٌ isimdir, وَ فِعْلٌ ve fiildir, وَ حَرْفٌ ve harftir. لِأَنَّ çünkü, هَا o, yani kelime; إِمَّا ya, أَنْ تَدُلَّ delalet eder, عَلَى مَعْنًى bir mana üzerine, فِي نَفْسِهَا onun (kelimenin) kendi nefsinde, أَوْ veya, لاَ kendi nefsinde bir manaya delalet etmez. ألثَّانِي ikincisi, الْحَرْفُ harftir. وَ الْأَوَّلُ ve birincisine gelince, yani kendi nefsinde olan manaya delalet eden kelimeye; إِمَّا ya, أَنْ يَقْتَرِنَ yakındır, mukterindir; بِأحَدِ الْأَزْمِنَةِ الثَّلاَثَةِ üç zamandan (mazi, hal ve istikbâl) birine, أَوْ veya, لاَ üç zamandan birine yakın (mukterin) değildir. اَلثَّانِي ikincisi (yani kendi nefsinde bir manaya delalet eden ama üç zamandan birine yakın (mukterin) olmayan kelimeye gelince), o da الْاِسْمُ isimdir. وَ الْأَوَّلُ birincisi de (yani kendi nefsinde bir manaya delalet eden ama üç zamandan birine yakın (mukterin) olan kelimeye gelince) o da الْفِعْلُ fiildir. وَ قَدْ عُلِمَ ve bilinmiş oldu, بِذَلِكَ böylelikle, yani şu tasniflemeyle; حَدُّ كُلِّ وَاحِدٍ her birinin (isim, fiil ve harfin) haddi, yani tanımı, مِنْهَا ondan, yani isim, fiil ve harften.
Metnin Toplu Manası; Kelime: Müfred bir mana için konulmuş lafızdır. Ve o (kelime) isim, fiil ve harftir. Çünkü o (kelime) ya ya kendi nefsinde bir manaya delalet eder ya da etmez. (buradaki birinci önerme kendi nefsinde bir manaya delalet etmek ve ikinci önerme ise kendi nefsinde bir manaya delalet etmemektir). Az önceki önermelerin ikincisi (yani kendi nefsinde bir manaya delalet etmemek) harftir. Çünkü harfler kendi nefslerinde bir manaya delalet etmezler fakat başkasının anlaşılması için alettirler. Az önceki önermelerin birincisi (yani kendi nefsinde bir manaya delalet etmek) ise ya üç zamandan birine yakın olur ya da olmaz. Şimdiki önermenin (kendi nefsinde bir manaya delalet ettiği halde birincisi üç zamandan birine yakın olması, ikincisi ise üç zamandan birine yakın olmaması) ikincisi yani kendi nefsinde bir manaya delalet ettiği halde 3 zamandan (mazi, hal ve istikbâl) birine yakın olmayan isimdir. Birincisi yani kendi nefsinde bir manaya delalet ettiği halde 3 zamandan (mazi, hal ve istikbâl) birine yakın olan ise fiildir. Bu şekilde (bu tarifle, bu önermeler ile) kelimeden her birinin haddi, tanımı bilinmiş oldu.
Kelime | ||
Birincisi: Kendi nefsinde bir manaya delalet eder | İkincisi: Kendi nefsinde bir manaya delalet etmez | |
Birincisi: 3 zamandan birine yakındır | İkincisi: 3 zamandan birine yakın değildir | Harf |
Fiil | İsim |
İçeriği bu şekilde hem kırık mana hem de toplu mana şeklinde sunmanız çok faydalı oldu. Arapça aslından da öğrenmeye yardımcı olmuş oldunuz sağolun.