?>
Kafiye

Adil – Madul

فَالْعَدْلُ؛ خُرُوجُهُ عَنْ صِيغَتِهِ الْأَصْلِيَّةِ تَحْقِيقًا كَـثُلَثَ وَ مَثْلَثَ وَ أُخَرَ وَ جُمَعَ أَوْ تَقْدِيرًا كَـعُمَرَ وَ زُفَرَ وَ بَابِ قَطَامَ فِي بَنِي تَمِيمٍ



فَالْعَدْلُ Adil; Mâdul manasında bir masdar olup ismin döndürülmesi manasındadır. خُرُوجُهُ onun (ismin) çıkmasıdır; عَنْ صِيغَتِهِ الْأَصْلِيَّةِ asıl sigasından; Bu illet (Adil) Arapçada bazı isimlerin gayrı munsarif olarak bulunup, buna rağmen iki illeti bulunmamasından dolayı ortaya çıkmıştır. Çnkü ثُلَثُ، مَثْلَثُ، اَخَرُ، عُمَرُ، جُمَعُ gibi isimler gayrı munsarif olarak bulunmalarına rağmen bazılarında sadece vasfiyet ve bazılarında ise alemiyet bulunmuştur. Hâlbuki zikredilen kaideler gereğince alemiyet ve vasfiyet iki illet yerine geçemeyen illetlerden olduklarından bu gibi isimlerde ikinci bir illet aramaya ihtiyaç duyulmuştur. Alimler bu gibi isimleri araştırmışlar ve çoğunda ortak bir nokta bulmuşlardır. Bu da bu isimlerin bazılarının bir şeyden dönmüş olmasıdır. Mesela ثُلَثُ kelimesinde ثَلَثَةً ثَلَثَةً (üçer üçer) manası bulunması gibi. Bu durumda ثُلَثُ gibilerinin mana açısından bir asıldan döndüğü anlaşılmıştır. İşte bu gibi olan adillere; adli tahkiki denilmiştir. Fakat adlin bir diğer kısmı olan عُمَرُ gibileri ise herhangi Bir şeyden döndüğü tesbit edilmeyip, takdiri olarak bir şeyden döndüğü kabul edilmiştir. Mesela عُمَرُ lafzının عَامِرٌ lafzından takdir edildiği gibi. İşte bu kısım olan adillere adli takdiri denilmiştir. Adil, ismin asıl sigasından ne şekilde çıkmasıdır; تَحْقِيقًا gerçek bir çıkışla. Misal; كَـثُلَثَ yani ـثُلَثَ ve مَثْلَثَ lafızları gibi. Her iki lafzın manası da üçer üçer demektir ve ثَلَثَةً ثَلَثَةً ‘den dönmüştür. وَ أُخَرَ lafzı آخَرَ (diğer) lafzının müennesi olan أُخْرَى (diğer) lafzının cemisidir. Bu kelime ismi tafdildir, daha sonra غَيْرُ manasına nakledilmiştir. İsmi tafdiller elif-lam veya izafe veya مِنْ ile kullanılırlar. Bu kelime ile bunlardan herhangi biriyle kullanılmayınca, bu kelimenin bu üç (elif-lam, izafe ve مِنْ) istimalin birinden döndüğü anlaşılmıştır ve adil gerçekleşmiştir. Ve وَ جُمَعَ lafzı; أَجْمَعَ ‘nın müennesi olan جَمْعَاءَ ‘nin cemisidir. بُتَعُ ve كُتَعُ ve بُصَعُ kelimeleri de جُمَعَ gibidirler. أَفْعَلَ vezninin müennesi olan فَعْلاَءَ vezninde gelen lafızlar, sıfat olarak kullanılırlarsa فُعْلٌ şeklinde cemilenmeleri gerekir. Sıfat olan حَمْرَاءَ lafzının حُمْرٌ şeklinde cemilenmesi gibi. Eğer فَعْلاَءَ vezninde gelen lafızlar, isim olarak kullanılırlarsa فَعَالَى veya فَعْلاَوَاتٌ şeklinde cemilenirler. صَحْرَاءَ lafzının صَحَارَى veya صَحْرَاوَاتٌ şeklinde cemilenmesi gibi. Buna göre جُمَعُ kelimesinin cemisinin جُمْعٌ veya جَمَاعَى veya جَمْعَاوَاتٌ şeklinde gelmemesi, جُمَعُ kelimesinin bu üç vezinden birinden döndüğünü ortaya çıkartmış ve adil gerçekleşmiştir. أَوْ veya (ismin asıl sigasından ne şekilde çıkmasıdır); تَقْدِيرًا takdiri bir çıkışla çıkmasıdır. Çünkü asıl olarak kendisinden döndürüldüğü iddia edilen kelime, o kelimenin aslı değidir. Misal; كَـعُمَرَ yani عُمَرَ lafzı gibi. Yani عُمَرَ lafzının عَامِرٌ lafzından (döndürülmesi) takdir edildiği gibi. وَ زُفَرَ ve aynı şekilde زُفَرَ lafzı gibi. Yani زُفَرَ lafzının زَافِرٌ lafzından dönmüş olabilmesinin kabul edildiği gibi. وَ بَابِ قَطَامَ ve قَطَامَ babı gibidir; قَطَامَ babından maksad sonunda راء (ra) olmayan müenneslerin فَعَالِ veznindeki alemleridir. قَطَامَ lafzının قَاتِمَةٌ lafzından döndürüldüğü, فِي بَنِي تَمِيمٍ Beni Temim kabilesinin lugatına göre kabul edilmiştir. فَعَالِ vezninde olup, خَضَارِ gibi sonunda راء (ra) olan lafızlar mebnidirler.



Metnin Toplu Manası; Gayrı Munsariflerin birincisi Adil’dir. Adil; Bir ismin hakikaten asıl sigasından çıkmasıdır. Yani madul (dönmüş) olmasıdır. Misal; مُثْلَثُ ve ثُلَثُ gibi, أُخَرُ ve جُمَعَ gibi. Yada ismin, asıl sigasından çıkışı takdiren olur; Yani biz takdir ederiz. Çünkü kendisinden döndürüldüğü söylenen kelime, dönmüş olan kelimenin aslı değildir. Takdir edilir. En yakın ihtimal odur ve ona takdir getiririz. Takdiri adil’e misal; عُمَرُ ve زُفَرُ ve قَطَامِ babı, yani فَعَالِ babı. Bu babtan gelen kelimeler biliniz ki takdiri bir şekilde madul olmuşlardır. Asılları farklı olabilir. Bu فَعَالِ babının gayrı munsarif oluşu Beni Temim lügatine göredir.



Yazar Hakkında

Metehan Uluocak

9 yıllık sarf nahiv bilgisini temin ettikten sonra, zor olan lafızları kolaylaştırıp ve harekeleyip mübtedi kardeşlerimize sunmak niyetine gark oldum. Bu tevessülüm bana böyle bir site hazırlamayı gerektirdi.

Yorum Yaz

Yorum göndermek için tıkla

Ya Hâkim!

Ya Mu’in!