وَ مَتَى كَانَ فَاءُ اِفْتَعَلَ صَادًا أَوْ ضَادًا أَوْ طَاءً أَوْ ظَاءً قُلِبَتْ تَاؤُهُ طَاءً، فَتَقُولُ؛ فِي اِفْتَعَلَ مِنَ الصُّلْحِ اِصْطَلَحَ وَ مِنَ الضَّرْبِ اِضْطَرَبَ وَ مِنَ الطَّرْدِ اِطَّرَدَ وَ مِنَ الظُّلْمِ اِظْطَلَمَ. وَ كَذَلِكَ سَائِرُ مَتَصَرِّفَاتِهِ، نَحْوُ؛ اِصْطَلَحَ يَصْطَلِحُ اِصْطَلاَحًا فَهُوَ مُصْطَلِحُ وَ ذَاكَ مُصْطَلَحٌ وَ الْأَمْرُ اِصْطَلِحْ وَ النَّهْىُ لاَ تَصْطَلِحْ.
وَ مَتَى ve ne zaman ki, كَانَ olursa, فَاءُ اِفْتَعَلَ iftiâl babının fa’sı, fa ul-fiili, صَادًا sad, أَوْ veya, ضَادًا dad, أَوْ veya, طَاءً ta, أَوْ veya, ظَاءً za harflerinden biri, قُلِبَتْ kalbedilir, döndürülür, تَاؤُهُ iftial babının te harfi, طَاء ta harfine. فَتَقُولُ o halde dersin ki; فِي اِفْتَعَلَ ifteale (iftial) babından, مِنَ الصُّلْحِ sulh fiili için, اِصْطَلَحَ ve مِنَ الضَّرْبِ darb fiili için, اِضْطَرَبَ ve مِنَ الطَّرْدِ tard fiilinden, اِطَّرَدَ ve مِنَ الظُّلْمِ zulm lafzından اِظْطَلَمَ. Dersin. وَ كَذَلِكَ aynı şekilde, سَائِرُ sair, diğer, مَتَصَرِّفَاتِهِ iftial babının tasrifatı, نَحْوُ şu şekildedir, اِصْطَلَحَ يَصْطَلِحُ اِصْطَلاَحًا فَهُوَ مُصْطَلِحُ وَ ذَاكَ مُصْطَلَحٌ و ve وَ الْأَمْرُ emir fiili اِصْطَلِحْ ve وَ النَّهْىُ ve nehy fiili ise لاَ تَصْطَلِحْ şeklinde gelir.
Metnin Toplu Manası: İftial babının fa ul-fiili ne zaman sad, dad, ta ve za olarak gelirse o halde iftial babının te harfi ta harfine kalb olunur. Bu şekilde صُلْحٌ lafzı için اِصْطَلَحَ “barış yaptı” ve ضَرْبٌ lafzı için اِضْطَرَبَ “ızdırap çekti” ve طَرْدٌ lafzı için اِطَّرَدَ “arka arkaya geldi” ve ظُلْمٌ lafzı için اِظْطَلَمَ “zulüm gördü” dersin. İftial babının diğer çekimleri de aynı şekilde gelir. صُلْحٌ lafzının iftial babından mazisi اِصْطَلَحَ ve muzarisi يَصْطَلِحُ ve masdarı اِصْطَلاَحًا ve ism-i faili مُصْطَلِحُ ve ism-i mefulü مُصْطَلَحٌ ve emr-i hazırı اِصْطَلِحْ ve nehy-i hazırı لاَ تَصْطَلِحْ şeklinde gelir.
Yorum Yaz